Blaze Bayley’i Wolfsbane zamanından beri biliyorum. Kendine has stili ile heavy metal dünyasında bir yer edinmiş geçinip gidiyordu. Bruce Dickinson Iron Maiden’dan ayrılıp yerine Blaze Bayley geçtiği vakit tanınırlığı büyük oranda artmış ve üzerine ağır bir yük binmişti.
Iron Maiden ile 2 albüm yaptı Blaze Bayley. Kimi beğendi, kimi yerin dibine soktu, nefret etti. Bruce Dickinson’ın solo kariyeri istediği gibi devam etmeyince Iron Maiden’a geri döndü, böylece Blaze’de kendi yoluna gitmek zorunda kaldı.
Ben Blaze Bayley’i Iron Maiden’a fazlasıyla yakıştıran grup içinde yer aldım. Blaze’li albümler 1990 sonrası Iron Maiden’ın yeni döneminden en başarılı albümleri olmuştur benim için. Iron Maiden’dan ayrıldıktan sonra Blaze bir dönem bocaladı, sonrasında toparlandı önce kendi adını taşıyan grubuyla sonrasında ise solo olarak başarılı albümler yaptı. 2016-2017 ve 2018 yıllarında çıkardığı Infinite Entanglement üçlemesi ise kariyerinin ve heavy metal vokal tarihinin zirve noktasını oluşturuyor. William Black isimli kahramanımız bir gün makineden yapılmış bir vücutta uyanıyor ve insan olabilmek için etten ve kandan ibaret olmak mı gerekir yoksa yaptıklarımız ve düşündüklerimiz mi insan olmamızı sağlar diyerek derin düşünceler içine dalıyor. Sonrasında 1000 yıldan fazla sürecek bir uzay yolculuğunda görevlendiriliyor. Bu felsefik düşünceler ve gerçek hayat arasında gidip gelişi hikayeler şeklinde 3 ayrı albümde (ancak hepsi birer başyapıt) sunuluyor. 🤟🏻🤟🏻🤟🏻🤟🏻🤟🏻