İsveç kökenli benzer müzik yapan Graveyard ve Kadavar ile birlikte yeni dönem rock müziğin en önemli temsilcilerinden olan, gitar ve vokallerde Magnus Pelander, bas gitarda Tobias Anger, davulda ise Rage Widerberg’den oluşan, stoner rock, psychedelic rock, doom metal gibi geniş spektrumda müzik yapan Witchcraft’ın uzun zamandır beklenen albümü Nucleus geçtiğimiz haftalarda müzik çalarlarımızda yerini aldı.
Çağın en önemli hastalığı tembellik ve üretken olamama durumu ne yazık ki müzik endüstrisinde de kendini gösteriyor. Gençliğimizde yeni gruplar neredeyse her yıl, olmadı arayı fazla uzatmadan iki yılda bir, bir albüm çıkarırlardı piyasaya. Kaliteli albümler olurdu, öyle baştan savma işler yapmazlardı. Witchcraft’a yeni nesil rock grubu diyoruz ama şöyle bir diskografilerine baktığımızda The Alchemist ile Legend arası 5 yıl, Nucleus için ise 4 yıl beklemişiz. Bu uzun bekleme süreleri sonucunda tek tesellimiz albümlerinin belirli bir kalitede olması, albüm çıkarmış olmak için çıkarmamaları.
Yeni albümün ilk single’ı The Outcast, grubun eski tarzlarında devam ettiğini hissettirmişti bize. Lakin tümü dinlendikten sonra tamamı değerlendirildiğinde yeni albümün fazlasıyla orkestral bir yapıya büründüğü görülüyor. Yanlış anlaşılmasın ben şikayetçi değilim ancak ilk kez dinlendiği zaman fazlasıyla ağır geliyor dinleyiciye. Yavaş yavaş alışıyor dinledikçe insan keyfine varmaya başlıyor. Biri 14 dakika diğeri yaklaşık 16 dakika olan 2 mega-uzun şarkı içeriyor albüm. Bu durum ne yazık ki bazı şarkıların çok fazla tekrardan oluşmasıyla sonuçlanmış.
Kaliteli ve sakin rock müzik dinlemek isteyenler için iyi bir albüm Nucleus. Ama Witchcraft’ı ilk kez dinleyecek olanlar biraz sıkıcı bulabilirler albümü. Umarım bir sonraki albümleri için bizi 4 yıl bekletmezler.