Aylar öncesinden yapılan ön-sipariş ve sonrasında yaşanan uzun bekleyiş süreci sonunda 16 yıllık MMO World of Warcraft’ın 8. genişleme paketi Shadowlands bilgisayarlarımızdaki yerini aldı. 16 yıl önce çıkmasına rağmen ek paketleri sayesinde sadık oyuncu kitlesine zaman zaman katılan yeni oyuncular ile birlikte macerasını sürdürmeye devam ediyor World of Warcraft.
Yeni ek paket ile ölüler dünyasının kapısı açılıyor bizlere. Bu demek oluyor ki 16 yıldır oyun boyunca öteki tarafa göç eden bütün kahraman veya anti-kahramanalar ile tekrar karşılaşabiliriz. Senaryo-Quest yazarları ve Loremaster’lar için biçilmiş kaftan. Konu sıkıntısı çekildiği anda yapılacak tek birşey var. “Çıkar oradan çok sevilen bir kahramanı”
Shadowlands’in çıktığı ilk günler serverların çökeceği, oyuna login olabilmek için sıra bekleneceği malumdu zaten, oyuna giriş yapan şanslıların ise saatler boyu lag olmadan oynayabileceğini düşünmek fazlasıyla iyimserlik olurdu. Blizzard’ın oyunla ilgili inanılmaz bir hype yakalamayı başarmış olması bu sıkıntılı süreci bir miktar uzatsa da sonrasında yavaş yavaş normale döndü herşey. Bilen bilmeyen herkesin WoW oynadığı bir haftayı geride bırakmış olduk.
Oynamayı becerebildiğim kadarıyla Shadowlands dünyasındaki bazı haritalar -özellikle Bastion- bana fazlasıyla aetherial geldi. Maw ve Bastion haritaları sanki yarım kalmış haritalar gibi. World Designer’lar işe başlamış, ortasına kadar gelmişler ama bir anda apar topar iş bitmiş yarım kalmış gibi. Günümüzde çoğu oyun bu şekilde işin kolayına kaçıyor zaten. Mesela çoğu açık dünya oyunun haritası çöl ve benzeri nispeten çıplak alanlardan oluşuyor. Buna pastel renkleri ve kontrastı eklediğin anda herkes hayranlıkla izliyor grafikleri. Hem GPU yorulmuyor hem World Designer, hem de performans yüksek.
WoW’un Maw haritası bu şekilde, dümdüz toz toprak. Sonra Bastion’a geçince acayip bir parlaklık, ne de olsa cennetteyiz. Etrafı bulutlar ile çevrili yeni bir çöl. Buradaki karakterler desen fantastik bir bilim kurgu filminden çıkma robot-insan karışımı metalik yaratıklar. FRP-RPG dünyamızın ikinci bir bilim-kurgu filmi dünyasına dönüştüğünü görmek çok acı. Haritaları beğenebilir çoğu oyuncu ama bir World of Warcraft dünyası değil bu.
Ben Goldshire’ın sıcaklığında NPC’ler ile takılmak, Darkshore’un karanlık atmosferi içinde avlanmak istiyorum. Bu tuhaf anlaşılmaz mistik bilim-kurgu dünyasında işim yok benim.
World of Warcraft genişleme paketlerinin ne olup olmadığı 3-5 ay sonra anca belli olur. Şu hype döneminde herkes “Mükemmel!” çığlıkları atıyorken eleştirel birşeyler yazabilmek çok çok güç.
Neyse ben Legion döneminden kalma Class Mount questlerimi tamamlayayım, sonrasında biraz Cyberpunk, ondan sonra vaktim kalırsa Shadowlands’e uğrarım.